Sosyal medyada düne kadar aynı dava için birlikte iken bu gün farklı düşünen, ayrı düşen dostlar, arkadaşlar, birbirlerini kırmakla, küfür etmekle bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Üstelik Ramazan mübarek gün....
Hiç birine olumlu bir eleştiri dahi yapmıyorum...
Bu bile ayrışmaya sebep oluyor....
Yazdığım bir yazıdan, biri bir şey çıkarır da yanlış anlar mı diye tekrar tekrar okuyorum.
Çünkü yapılan paylaşımlarla değişme olmuyor. Sadece kızgınlıklar artıyor. Kalplerdeki sevgi azalıyor, yara derinleşiyor.
Öyle ise ne gerek var?
Bir dostunuzun yanlışı varsa özelden uyarın, tartışın... Ama kopmayın... Farklı fikirler olabilir. Olursa güzel olur. Sizinle aynı düşünmek zorunda değil ki... Farklı düşünmekte ısrar ediyorsa "eyvallah" deyin, çekilin. Bu sizden bir şey kaybettirmez. Kırk yıllık dostluğunuz da ottan, püsürükten bir konu için zayi olmaz.
Kenarda bu durumdan keyif alanlar ellerini ovuşturuyorlar...
Hatta araya girip fit atıyor, kızıştırıyorlar, ayrılıkları derinleştiriyorlar...
Ülkücünün ilk hedefi; Türk milletinin birliğinin ve beraberliğinin tesis edilmesidir.
Merdivenin ilk basamağını bir çıksak, ardı gelecek emin olun...
Arkadaşlarım...
Sadece insan düşünür...
Sadece insan okur...
Sadece insan sorgular...
Hiç bir canlıda yoktur bu meziyetler.
Bırakın sorgulasın beyinler. Bırakın düşünsün, düşünerek bulsun doğruyu... Düşünmeyi öğretin siz. Başkalarının fikirlerini de sorgulasın. Şahsiyet böyle oluşur. Kimlik böyle kazanılır.
Bakın... Babası baskın, fikir sahibi olan, güçlü kişilerin çocukları genellikle fikirden uzak olur. Çünkü babası düşünür, babası yapar... O ne düşünürse doğru düşünür... Çocuk için düşünmeye, fikir üretmeye gerek yoktur. Yani böyle düşünür...
İşte çocuğa düşünme ve sorgulama fırsatı vermezsen, sorumluluk yüklemezsen, kendi çocuğunun geleceği iyi olmaz..
Çocuğunuz bir konuda "Benim düşünceme göre..." diyerek başlıyorsa söze, kişiliği oluşmuş demektir.
Böyledir bu...
Şayet sorgulayarak bir düşünce sahibi olursa insan, işte o kalıcı olur. Yapışır kişiliğine... Kimse çıkaramaz artık...
"Ne Mutlu ki Türküm" derken, "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" derken içi dolu dolu olur...
Acizane fikrim budur..
Kimse yanlış bir çıkarım yapmasın bu yazımdan...
Hiç birine olumlu bir eleştiri dahi yapmıyorum...
Bu bile ayrışmaya sebep oluyor....
Yazdığım bir yazıdan, biri bir şey çıkarır da yanlış anlar mı diye tekrar tekrar okuyorum.
Çünkü yapılan paylaşımlarla değişme olmuyor. Sadece kızgınlıklar artıyor. Kalplerdeki sevgi azalıyor, yara derinleşiyor.
Öyle ise ne gerek var?
Bir dostunuzun yanlışı varsa özelden uyarın, tartışın... Ama kopmayın... Farklı fikirler olabilir. Olursa güzel olur. Sizinle aynı düşünmek zorunda değil ki... Farklı düşünmekte ısrar ediyorsa "eyvallah" deyin, çekilin. Bu sizden bir şey kaybettirmez. Kırk yıllık dostluğunuz da ottan, püsürükten bir konu için zayi olmaz.
Kenarda bu durumdan keyif alanlar ellerini ovuşturuyorlar...
Hatta araya girip fit atıyor, kızıştırıyorlar, ayrılıkları derinleştiriyorlar...
Ülkücünün ilk hedefi; Türk milletinin birliğinin ve beraberliğinin tesis edilmesidir.
Merdivenin ilk basamağını bir çıksak, ardı gelecek emin olun...
Arkadaşlarım...
Sadece insan düşünür...
Sadece insan okur...
Sadece insan sorgular...
Hiç bir canlıda yoktur bu meziyetler.
Bırakın sorgulasın beyinler. Bırakın düşünsün, düşünerek bulsun doğruyu... Düşünmeyi öğretin siz. Başkalarının fikirlerini de sorgulasın. Şahsiyet böyle oluşur. Kimlik böyle kazanılır.
Bakın... Babası baskın, fikir sahibi olan, güçlü kişilerin çocukları genellikle fikirden uzak olur. Çünkü babası düşünür, babası yapar... O ne düşünürse doğru düşünür... Çocuk için düşünmeye, fikir üretmeye gerek yoktur. Yani böyle düşünür...
İşte çocuğa düşünme ve sorgulama fırsatı vermezsen, sorumluluk yüklemezsen, kendi çocuğunun geleceği iyi olmaz..
Çocuğunuz bir konuda "Benim düşünceme göre..." diyerek başlıyorsa söze, kişiliği oluşmuş demektir.
Böyledir bu...
Şayet sorgulayarak bir düşünce sahibi olursa insan, işte o kalıcı olur. Yapışır kişiliğine... Kimse çıkaramaz artık...
"Ne Mutlu ki Türküm" derken, "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" derken içi dolu dolu olur...
Acizane fikrim budur..
Kimse yanlış bir çıkarım yapmasın bu yazımdan...