24 Haziran'a doğru, tamamen politize olmuş bir gündemle son sürat yol alıyoruz. Öyle ki, rahmet ve bereket ayı Ramazan bile, seçim konularından sonra geliyor.
Kimilerine göre "hayat - memat" meselesi olan seçim, benim gibi düşünenlere göre sonu başından belli bir film havasında; "seçsek de bitse" beklentisinden ibaret.
Büyük büyük laflar, kesin yargılar, suçlamalar, ithamlar, hakaretler, analizler, anketler, o kazanır, şu kaybeder, öyle olur, böyle biter lakırdıları, hemen her 2 kişinin standart sohbeti halinde. Ülkem seçime gidiyor, Karaman seçime gidiyor.
"Sonu başından belli film" dedim başlarken. Öyle gerçekten.
Siyasetçilerin bilerek veya bilmeyerek kutuplaştırdığı seçmen kitlesinin karşılıklı birbirlerini suçlamaları, sandık başına gittiğimizde de, sonrasında da devam etmeyecek mi? Seçime kadar herkes tek doğru adayın kendi desteklediği aday olduğunu iddia etmeyecek mi? Kazanan kaybedeni aşağılamayacak mı? Kaybeden kazananı türlü ithamlarla suçlamayacak mı? Tanık olduğum tüm seçimlerde böyle oldu. Olmadı mı? Olmuyor mu?
Bir cumhurbaşkanı adayı Karaman'a geldi. Toplanan halka hitap etti. İşimiz haberini yapmak, yaptık. Akşamında, bedeni yurt dışında, beyni kafatasının dışında, vicdanı, ahlakı ve şerefi hiç sınırları içine girmemiş bir okumayasıcamız, anında özelden mesaj yazıp, bana AK Partinin Karaman mitinginden fotoğraflar göndermiş. "İyi Partili olmak" suçlamasıyla birlikte hakaretler, tehditler, neler neler. Engelledik geçti gitti.
Ertesi gün emekli maaşları ile ilgili bakanın açıklamasını paylaştığımız bir haberi gören, alkolündeki bir miktar asil kandan cesareti artan bir değerli büyüğümüz "AK Partili olmak" suçundan bizi yargılayıp, mahkumiyetimizi ilan etti. Şereften, onurdan falan bahsediyordu ama, "kaybetmiş bir kere, artık zor bulur" diye onu da dikkate almadık, engelledik gitti.
Neyse bu canlıları "türüne çok rastlanan istisna" sınıfında kabul ederek, karnelerindeki kırıklarla başbaşa bırakıp, "Karaman'da ne olur"a bakalım.
Her şeyden önce bir Karamanlı olarak, adayların çıkıp sadece Karaman projelerini anlattığı, Karaman'a yönelik güzel yatırım hedeflerini, daha güzel bir Karaman için çözüm önerilerini sıraladığını, Yunus Emre'nin memleketinden bir barış ve saygı örneği olduğunu görme hayalimiz, bu seçimde de tatmin olmayacak gibi görünüyor.
Hakkını teslim etmek için söylemeliyim, biraz aceleye gelmiş hissi uyandırsa da, Hakan Akbulut beyefendinin çaba sarfedip, kafa yorup Karaman için bir şeyler üretme çabasını takdir etmek gerek. Diğer adayların tamamının (seçim zamanı seçmenle, hele hele basınla paylaşılmayan Karaman'a yönelik projelerin bir anlamı olmadığından) bu seçimde karneleri kırık.
En hazırlıklı adaylar olarak, (camia içinden isimlerle ilgili çok büyük eleştiriler olsa da, "Reis"e rağmen bunu yüksek sesle ve kendi imzasıyla söyleyebilecek kimse olamayacağından) elbetteki iktidar avantajından ve seçim dışında da çalışma alışkanlığı olan teşkilatlarından ötürü AK Parti adaylarını görüyorum. Kendilerinin çalışması olmasa da teşkilatın elindeki bilgiler onların işini oldukça kolaylaştırıyor. Ancak ben adaylardan ittifaklar, FETÖcüler, dış güçler, şer odakları ve Recep Tayyip Erdoğan isiminden başka, Karaman ile ilgili projelerini duymayı istiyor, Karaman'a ne katacaklarını öğrenmek istiyorum.
Yaşar Evcen ve Fikret Ünlü dönemlerindeki başarıyı bir daha yakalayamayan CHP'nin sevdiğim kişiliğiyle ilk sıraya yerleşen il başkanı İsmail Atakan Ünver, kişiliği ve samimiyeti ile seçmene daha yakın. Hakan Akbulut beyefendinin ve Yusuf Baştuğ kardeşimin heyecanları CHP'ye bu seçimde farklı bir enerji kattı. Umarım enerjilerini ittifak savaşlarından daha fazla, Karaman'a katacakları değerleri anlatmaya harcarlar.
MHP ilk sıraya Karamanlı olsa da, siyasi hizmet için Karaman'ı istememiş bir adayı koyarak, zaten bölünmüş olan güçlerini daha da azalttı. Aday tanıtımı bile yapmayan MHP Karaman teşkilatının bu seçimlerle ilgili pek bir beklentisinin olmadığını düşünüyorum. Hani çalışmalar da "dostlar alışverişte görsün" kabilinden sanki. İl teşkilatında çok yüksek mertebedeki birinin, müttefiklerine karşı yönelttiği "3 -0 alırsınız" ifadesi de kulağıma geldi ama, ne haber kaynağımı açıklayabilirim, ne de belgeleyebilirim. Bu yüzden dedikodu olarak kalacak. MHP'nin Karaman'a ait bir projesinden basına yansıyan bir kırıntı bilgi bile bulamadım. Sayın Bahçeli de, aday tanıtım programı konuşmasının %95'ini Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakına ayırdığından Cumhurbaşkanı seçtirmek dışında bir projeleri olmadığını sanıyorum.
İYİ Partiye gelince, şahsen MHP'nin boşalttığı siyasi cepheyi doldurabileceklerini, 1 milletvekilini alabileceklerini düşünüyordum. Ta ki kurucu il başkanını öğrenene kadar. Haddim değil elbet, ancak düşünebiliyorum ve bunun kimseye bir zararı yok. Teşkilatlanmada yapılabilecek en yanlış seçimi yaptılar bana göre. Tabi ilk düğme yanlış iliklenince diğerlerinde de devam etti. Bence 1. sıraya Atilla Hoca, çok daha büyük sinerji katardı. Hatta Merve Uçar hanımefendi de ilk sırada daha çok oy alırdı diye düşünüyorum. Genel merkezlerinin seçim vaadlerini bize kopyala yapıştır yaparak gönderiyor olmaları nedeniyle Karaman ile ilgili projeleri varsa da kendilerine saklıyorlar sanırım.
Anladığım kadarıyla, partilerin genel merkezleri de Karaman'a değil de kendilerine aday gösterdikleri sürece karneleri kırıktan kurtulamayacak.
Saygıdan, seviyeden bihaber hale getirilen seçmen sıfır kazanç sağlar.
Karaman'ın adayı, Karaman'ın vekili olmak için yola çıksalar da Karaman'a ilişkin çalışma ve projelendirme yetersizliklerinden dolayı adaylar da sıfır kazançla seçimi tamamlarlar.
Karaman'ın kimleri aday olarak görmek istediğini dikkate almamayı gelenekselleştiren genel merkezler, ne kadar vekil çıkarmış olsa da, vatandaşın vekaletini alamadıklarından Karaman'dan sıfır kazanç sağlar ve 3 koca sıfırla bu seçim sürecini de kapatırız.
Ha "kim seçilir?" derseniz, muhalefet adayları son 20 günde olağan dışı bir performans göstermez ve ülke genelinde olağan dışı gelişmeler olmaz ise, büyük olasılıkla AK Parti adaylarının üçünün de seçileceğini düşünüyorum.
Aklım başıma gelip, sabit fikirlerden, ön yargılardan sıyrılıp, dünyaya kendi gözlerimle bakmaya, akıl ve mantık süzgeçlerimi kullanmaya başladığımda, yani körü körüne birilerinin adamı değil, memleketin insanı olduğumdan beridir, bin kere yanılmış olmayı dahi tercih ederek, sadece vatana, memlekete en hayırlısını diliyorum.
Amin...
Kimilerine göre "hayat - memat" meselesi olan seçim, benim gibi düşünenlere göre sonu başından belli bir film havasında; "seçsek de bitse" beklentisinden ibaret.
Büyük büyük laflar, kesin yargılar, suçlamalar, ithamlar, hakaretler, analizler, anketler, o kazanır, şu kaybeder, öyle olur, böyle biter lakırdıları, hemen her 2 kişinin standart sohbeti halinde. Ülkem seçime gidiyor, Karaman seçime gidiyor.
"Sonu başından belli film" dedim başlarken. Öyle gerçekten.
Siyasetçilerin bilerek veya bilmeyerek kutuplaştırdığı seçmen kitlesinin karşılıklı birbirlerini suçlamaları, sandık başına gittiğimizde de, sonrasında da devam etmeyecek mi? Seçime kadar herkes tek doğru adayın kendi desteklediği aday olduğunu iddia etmeyecek mi? Kazanan kaybedeni aşağılamayacak mı? Kaybeden kazananı türlü ithamlarla suçlamayacak mı? Tanık olduğum tüm seçimlerde böyle oldu. Olmadı mı? Olmuyor mu?
Bir cumhurbaşkanı adayı Karaman'a geldi. Toplanan halka hitap etti. İşimiz haberini yapmak, yaptık. Akşamında, bedeni yurt dışında, beyni kafatasının dışında, vicdanı, ahlakı ve şerefi hiç sınırları içine girmemiş bir okumayasıcamız, anında özelden mesaj yazıp, bana AK Partinin Karaman mitinginden fotoğraflar göndermiş. "İyi Partili olmak" suçlamasıyla birlikte hakaretler, tehditler, neler neler. Engelledik geçti gitti.
Ertesi gün emekli maaşları ile ilgili bakanın açıklamasını paylaştığımız bir haberi gören, alkolündeki bir miktar asil kandan cesareti artan bir değerli büyüğümüz "AK Partili olmak" suçundan bizi yargılayıp, mahkumiyetimizi ilan etti. Şereften, onurdan falan bahsediyordu ama, "kaybetmiş bir kere, artık zor bulur" diye onu da dikkate almadık, engelledik gitti.
Neyse bu canlıları "türüne çok rastlanan istisna" sınıfında kabul ederek, karnelerindeki kırıklarla başbaşa bırakıp, "Karaman'da ne olur"a bakalım.
Her şeyden önce bir Karamanlı olarak, adayların çıkıp sadece Karaman projelerini anlattığı, Karaman'a yönelik güzel yatırım hedeflerini, daha güzel bir Karaman için çözüm önerilerini sıraladığını, Yunus Emre'nin memleketinden bir barış ve saygı örneği olduğunu görme hayalimiz, bu seçimde de tatmin olmayacak gibi görünüyor.
Hakkını teslim etmek için söylemeliyim, biraz aceleye gelmiş hissi uyandırsa da, Hakan Akbulut beyefendinin çaba sarfedip, kafa yorup Karaman için bir şeyler üretme çabasını takdir etmek gerek. Diğer adayların tamamının (seçim zamanı seçmenle, hele hele basınla paylaşılmayan Karaman'a yönelik projelerin bir anlamı olmadığından) bu seçimde karneleri kırık.
En hazırlıklı adaylar olarak, (camia içinden isimlerle ilgili çok büyük eleştiriler olsa da, "Reis"e rağmen bunu yüksek sesle ve kendi imzasıyla söyleyebilecek kimse olamayacağından) elbetteki iktidar avantajından ve seçim dışında da çalışma alışkanlığı olan teşkilatlarından ötürü AK Parti adaylarını görüyorum. Kendilerinin çalışması olmasa da teşkilatın elindeki bilgiler onların işini oldukça kolaylaştırıyor. Ancak ben adaylardan ittifaklar, FETÖcüler, dış güçler, şer odakları ve Recep Tayyip Erdoğan isiminden başka, Karaman ile ilgili projelerini duymayı istiyor, Karaman'a ne katacaklarını öğrenmek istiyorum.
Yaşar Evcen ve Fikret Ünlü dönemlerindeki başarıyı bir daha yakalayamayan CHP'nin sevdiğim kişiliğiyle ilk sıraya yerleşen il başkanı İsmail Atakan Ünver, kişiliği ve samimiyeti ile seçmene daha yakın. Hakan Akbulut beyefendinin ve Yusuf Baştuğ kardeşimin heyecanları CHP'ye bu seçimde farklı bir enerji kattı. Umarım enerjilerini ittifak savaşlarından daha fazla, Karaman'a katacakları değerleri anlatmaya harcarlar.
MHP ilk sıraya Karamanlı olsa da, siyasi hizmet için Karaman'ı istememiş bir adayı koyarak, zaten bölünmüş olan güçlerini daha da azalttı. Aday tanıtımı bile yapmayan MHP Karaman teşkilatının bu seçimlerle ilgili pek bir beklentisinin olmadığını düşünüyorum. Hani çalışmalar da "dostlar alışverişte görsün" kabilinden sanki. İl teşkilatında çok yüksek mertebedeki birinin, müttefiklerine karşı yönelttiği "3 -0 alırsınız" ifadesi de kulağıma geldi ama, ne haber kaynağımı açıklayabilirim, ne de belgeleyebilirim. Bu yüzden dedikodu olarak kalacak. MHP'nin Karaman'a ait bir projesinden basına yansıyan bir kırıntı bilgi bile bulamadım. Sayın Bahçeli de, aday tanıtım programı konuşmasının %95'ini Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakına ayırdığından Cumhurbaşkanı seçtirmek dışında bir projeleri olmadığını sanıyorum.
İYİ Partiye gelince, şahsen MHP'nin boşalttığı siyasi cepheyi doldurabileceklerini, 1 milletvekilini alabileceklerini düşünüyordum. Ta ki kurucu il başkanını öğrenene kadar. Haddim değil elbet, ancak düşünebiliyorum ve bunun kimseye bir zararı yok. Teşkilatlanmada yapılabilecek en yanlış seçimi yaptılar bana göre. Tabi ilk düğme yanlış iliklenince diğerlerinde de devam etti. Bence 1. sıraya Atilla Hoca, çok daha büyük sinerji katardı. Hatta Merve Uçar hanımefendi de ilk sırada daha çok oy alırdı diye düşünüyorum. Genel merkezlerinin seçim vaadlerini bize kopyala yapıştır yaparak gönderiyor olmaları nedeniyle Karaman ile ilgili projeleri varsa da kendilerine saklıyorlar sanırım.
Anladığım kadarıyla, partilerin genel merkezleri de Karaman'a değil de kendilerine aday gösterdikleri sürece karneleri kırıktan kurtulamayacak.
Saygıdan, seviyeden bihaber hale getirilen seçmen sıfır kazanç sağlar.
Karaman'ın adayı, Karaman'ın vekili olmak için yola çıksalar da Karaman'a ilişkin çalışma ve projelendirme yetersizliklerinden dolayı adaylar da sıfır kazançla seçimi tamamlarlar.
Karaman'ın kimleri aday olarak görmek istediğini dikkate almamayı gelenekselleştiren genel merkezler, ne kadar vekil çıkarmış olsa da, vatandaşın vekaletini alamadıklarından Karaman'dan sıfır kazanç sağlar ve 3 koca sıfırla bu seçim sürecini de kapatırız.
Ha "kim seçilir?" derseniz, muhalefet adayları son 20 günde olağan dışı bir performans göstermez ve ülke genelinde olağan dışı gelişmeler olmaz ise, büyük olasılıkla AK Parti adaylarının üçünün de seçileceğini düşünüyorum.
Aklım başıma gelip, sabit fikirlerden, ön yargılardan sıyrılıp, dünyaya kendi gözlerimle bakmaya, akıl ve mantık süzgeçlerimi kullanmaya başladığımda, yani körü körüne birilerinin adamı değil, memleketin insanı olduğumdan beridir, bin kere yanılmış olmayı dahi tercih ederek, sadece vatana, memlekete en hayırlısını diliyorum.
Amin...