‘’Peynir, atalarımızın konar-göçer şekilde yaşadığı dönemlerde de en temel azık olmuştur. Bahar aylarında hazırlanan peynirler, halk arasında ‘İn’ diye bilinen mağara veya obruklara koyulmuş ve kışlık erzak haline dönüşmüştür. İşte bu nedenle Divle Obruk Peyniri, Orta Asya’dan günümüze uzanan süreçte geleneksel yöntemin ve kadim kültürün korunduğu bir peynir türüdür. Kadim kültürümüzün yanı sıra bölgeye dair karakteristik özellikleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bu kültürün korunup geliştirilerek sürdürülebilirliğini sağlamak adına yapılan çalışmalar bölgemizin kalkınması için önemlidir.Hal böyle olunca hem arz zincirinin belirlenmesi hem de standart üretim prosedürünün korunması maksadıyla bölgemize inşa edilen mandıra önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki, standart prosedürle üretilmeyen ürünler pazarda yakaladığı popülerliği uzun süreli devam ettiremez. Standartlarını koruyabilen, üretim ve bekleme koşulları değişmemiş bir peynir şehrimizin gastronomi turizmi açısından da önemli bir fırsattır. Mandıramız faaliyete geçtiğinde, bu yerel değerimizin taklitlerinden korunması ve haksız rekabete maruz kalmaması önemli ölçüde sağlanmış olacaktır.Öte yandan ekonomik bir faaliyet alanı haline gelerek kırsal gelişim için de yararlı hale dönüşen peynirin, obruktan çıkartıldıktan sonraki bekleme ortamı da çok önemlidir. Bu önem gereği ilçemize kapasitesi daha yüksek ve ilçeyi uzun yıllar taşıyabilecek olan soğukhava depomuzu kazandırdık. 2 bin ton kapasiteli bu yeni soğukhava depomuzun 500 tonluk bölümü peynir ve yoğurt için ayrılacaktır. Yakın zamanda faaliyete geçecek olan depo ve 80 tonluk kamyon kantarı, peynir üreticilerine katkı sağlayacaktır. Yöreye özgü peynirlerimizin; depo vesilesiyle satış süresince bekletileceği uygun ortam oluştuğundan, ayırt edici tüm özellikleri de bu sürede korunmuş olacaktır. Ayrıca bölgede kurulumu için çalışmalar yürüttüğümüz hayvan pazarı ile gerek peynir ve yoğurt, gerekse küçükbaş hayvan konusunda ilçemiz daha fazla söz sahibi olacaktır’’
Protokol üyeleri konuşmalarında Amasra’daki madende meydana gelen patlamada hayatını kaybeden madenciler için rahmet dileyerek üzüntülerini paylaştı. Konuşmaların ardından Belediye Başkanı Yüksel Büyükkarcı, Karaman Valisi Tuncay Akkoyun’a plaket takdim etti. Festival akşam saatlerine kadar devam etti.
Ayrancı Divle Berendi Obruk Peyniri Festivali, Karaman’ın Ayrancı ilçesinde yapılan etkinlikle gerçekleşti.
Baraj şenlik alanında gerçekleşen festivale; Karaman Valisi Tuncay Akkoyun, Milletvekilleri Recep Şeker, Selman Oğuzhan Eser ve İsmail Atakan Ünver, Ayrancı Kaymakamı Fatih Eroğlu, Belediye Başkanı Yüksel Büyükkarcı, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Oprukçu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Bartın’daki maden patlaması nedeniyle konserlerin iptal edildiği festival, protokol üyelerinin Divle Obruğunu ziyaretleri ile başladı. Festival alanındaki çadır ziyaretlerinin ardından protokol konuşmalarına geçildi.
Benzersiz bir iklim ve doğaya sahip olan ülkemizin, çok sayıda coğrafi ürün çeşitliliğine ev sahipliği yaptığını söyleyen Belediye Başkanı Yüksel Büyükkarcı, "Koyun ve keçi sütünden geleneksel yöntemlerle yapılan Divle Obruk Peyniri’de bu zenginliğin bir parçasıdır.
Gerek bölgedeki meraların endemik bitki çeşitliliği, gerekse obruktaki bakteri oluşumu kaliteye ve lezzete yansıdığından peynirimiz, ünü sınırları aşan bir ürün haline gelmiştir. Yerin 36 metre derinliğinde ve 250 metre uzunluğa sahip obrukta, 45 ton civarında peynir bekletilebilmektedir" dedi.
Peynirin farklı coğrafyalardaki Türk toplumlarının tamamında beslenmede önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Başkan Büyükkarcı konuşmasında şu sözlere yer verdi;
‘’Peynir, atalarımızın konar-göçer şekilde yaşadığı dönemlerde de en temel azık olmuştur. Bahar aylarında hazırlanan peynirler, halk arasında ‘İn’ diye bilinen mağara veya obruklara koyulmuş ve kışlık erzak haline dönüşmüştür. İşte bu nedenle Divle Obruk Peyniri, Orta Asya’dan günümüze uzanan süreçte geleneksel yöntemin ve kadim kültürün korunduğu bir peynir türüdür.
Kadim kültürümüzün yanı sıra bölgeye dair karakteristik özellikleri de bünyesinde barındırmaktadır. Bu kültürün korunup geliştirilerek sürdürülebilirliğini sağlamak adına yapılan çalışmalar bölgemizin kalkınması için önemlidir.
Hal böyle olunca hem arz zincirinin belirlenmesi hem de standart üretim prosedürünün korunması maksadıyla bölgemize inşa edilen mandıra önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki, standart prosedürle üretilmeyen ürünler pazarda yakaladığı popülerliği uzun süreli devam ettiremez. Standartlarını koruyabilen, üretim ve bekleme koşulları değişmemiş bir peynir şehrimizin gastronomi turizmi açısından da önemli bir fırsattır.
Mandıramız faaliyete geçtiğinde, bu yerel değerimizin taklitlerinden korunması ve haksız rekabete maruz kalmaması önemli ölçüde sağlanmış olacaktır.
Öte yandan ekonomik bir faaliyet alanı haline gelerek kırsal gelişim için de yararlı hale dönüşen peynirin, obruktan çıkartıldıktan sonraki bekleme ortamı da çok önemlidir. Bu önem gereği ilçemize kapasitesi daha yüksek ve ilçeyi uzun yıllar taşıyabilecek olan soğukhava depomuzu kazandırdık. 2 bin ton kapasiteli bu yeni soğukhava depomuzun 500 tonluk bölümü peynir ve yoğurt için ayrılacaktır.
Yakın zamanda faaliyete geçecek olan depo ve 80 tonluk kamyon kantarı, peynir üreticilerine katkı sağlayacaktır. Yöreye özgü peynirlerimizin; depo vesilesiyle satış süresince bekletileceği uygun ortam oluştuğundan, ayırt edici tüm özellikleri de bu sürede korunmuş olacaktır.
Ayrıca bölgede kurulumu için çalışmalar yürüttüğümüz hayvan pazarı ile gerek peynir ve yoğurt, gerekse küçükbaş hayvan konusunda ilçemiz daha fazla söz sahibi olacaktır’’
Protokol üyeleri konuşmalarında Amasra’daki madende meydana gelen patlamada hayatını kaybeden madenciler için rahmet dileyerek üzüntülerini paylaştı.