TBMM Balıkçılık ve Su Ürünlerini Araştırma Komisyonu Başkanı Emrah Karayel, komisyon raporunu TBMM Başkanlığı'na sunduklarını belirtti. Karayel, hamsi dışında palamut, istavrit ve lüfer gibi türler olmak üzere yoğun tüketimi olan türlerde de kota uygulamasının sürekli hayata geçirilmesini, bölgesel balıkçılığa geçilmesi ve boğazlarda avcılığın yasaklanmasıyla ilgili çalışma yapılmasını tavsiye ettiklerini söyledi.TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Yaşanan Sorunların Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Başkanı Emrah Karayel, komisyonun hazırladığı rapor ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Karayel, komisyonun çalışma süreci içerisinde kamu kurum ve kuruluşlar başta olmak üzere pek çok kişiyi davet ettiklerini ve ayrıca komisyon olarak 18 çalışma ziyareti gerçekleştirdiklerini belirtti. Karayel, "İllere düzenlenen ziyaretlerin çoğunluğunu Meclis'in tahsis ettiği otobüslerle gerçekleştirdik ve yaklaşık 189 saatlik bir çalışma yaptık. Bu çalışmalar kapsamında 2 bin sayfa tutanak tutuldu. Dolayısıyla bu yapılan yoğun çalışmalar neticesinde, komisyon raporumuzu dün kıymetli Meclis Başkanımıza sunduk" dedi. 'KOTA UYGULAMASI SÜRATLE HAYATA GEÇİRİLMELİ'Karayel, raporun 9 bölüm ve 129 başlıktan oluştuğunu kaydederek, "En başta, su ürünleri sektörünün yönetimini sağlayan Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün daha kuvvetli bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade ediyoruz. Avcılık ve yetiştiricilik, su ürünleri sektöründe iki ana başlığımızı ifade ediyor. Bu anlamda avcılıkla ilgili bölgesel balıkçılık uygulamalarına geçilmesini tavsiye ediyoruz. Bu kapsamda önemli tavsiyelerimizden bir diğeriyse avcılıkta kota uygulamasına geçilmesini öneriyoruz. Kota uygulaması, çalışmalar sırasında yakın temas halinde olduğumuz Tarım Bakanlığımız ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğümüz tarafından hamsilerde uygulanmaya başladı. Bunu da buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ama hamsi dışında palamut, istavrit ve lüfer gibi türler de olmak üzere özellikle yoğun tüketimi olan türlerde de kota uygulamasının sürekli hayata geçirilmesini bakanlığımıza tavsiye ediyoruz" diye konuştu. 'AV SEZONU TARİHLERİ DEĞERLENDİRİLSİN'Av baskısını yoğunlaştıran av araçlarındaki teknelerdeki motor gücü artışının sınırlandırılmasını tavsiye ettiklerini vurgulayan Karayel, raporun; bilimsellik, sürdürebilirlik, doğayla dost bir sürecin işletilmesi ve paydaşların refahını gözeterek hazırlandığını aktardı. Karayel, "Tüm bu söylediklerim nedeniyle sürdürülebilirlik anlamında bölgesel balıkçılık, kota uygulaması ve motor güçleri artışlarının sınırlanması bizce son derece önemlidir. Bu anlamda su ürünleri av sezonunun tarihlerinin değişmesiyle ilgili sahada bize çokça talep geldi. Bu talebi de özellikle bölgesel balıkçılığa geçilmesiyle birlikte bölgelere göre farklılaşması anlamında ve bilimsel çalışmaların neticesinde uygulamaların yeniden değerlendirilmesini tavsiye ediyoruz" dedi. 'BOĞAZLARDA AV YASAĞI İÇİN ÇALIŞMA YAPILMALI'Karayel, İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi'nde yardımcı gemilerin sınırlanmasıyla ile ilgili önerilerinin olduğunu; ancak gece yayımlanan karar ile raporda yer alan birçok hususun hayata geçtiğini ifade etti. Karayel, Marmara Denizi ve boğazlarda avcılığın yasaklanması ile ilgili taleplerin geldiğini aktararak, "Bu kapsamda bilimsellik ilkemizle doğru orantılı olarak Boğazlardaki avcılığın yasaklanmasıyla ilgili bilimsel çalışmalar yapılması ve bu yönde karar verilmesini tavsiye ediyoruz" dedi. Karayel, yetiştiricilik ile ilgili de "Yetiştiricilik tesislerinin kurulması prosedürlerinin sadeleştirilmesiyle ilgili bir tavsiyemiz var. Yetiştiricilik anlamında alternatif türlerin arttırılması, alternatif türlere verilen desteklerin arttırılmasını da yine raporumuzda ifade ediyoruz. Örneğin mavi yengeç, karides üretimi, jumbo karides, mersin balığı üretimi; dolayısıyla bu türlerin üretimiyle ilgili teşviklerin arttırılması raporumuzda yer alıyor" değerlendirmesinde bulundu.'BALIK TÜKETİMİ ARTIRILMALI'Balıkçı barınaklarının imar planları ve ÇED raporlarının olmadığını tespit ettiklerini belirten Karayel, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının imar planı ve ÇED ile ilgili harekete geçme tavsiyesinde bulunduklarını ekledi. Balıkçı barınaklarının tek bir yönetim altında toplanması gerektiğini kaydeden Karayel, su kaynaklarının kirliliği ile ilgili, "Özellikle suyun biyoçeşitliliği ve su kaynaklarıyla ilgili sorunlar kapsamında araştırmalar yaptık. Su kaynaklarının kirliliği başta müsilaj ve İzmir Körfezi'ndeki kirlilik gibi kirliliğinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ileri arıtma tesislerinin derhal hayata geçirilmesini tavsiye ediyoruz. Bu kapsamda sularımızın ısınmasıyla birlikte, 'istilacı türler' olarak ifade ettiğimiz türlerle mücadelenin de hızlı şekilde devam etmesi gerekiyor. Türkiye'deki balık tüketiminin arttırılması, dünyada ortalama 18/20 kilo olan balık tüketimi, ülkemizde 6 ila 8 kilo civarında. Bu tüketimin arttırılması için özellikle toplu yemek tüketiminin olduğu yerlerde balık veya su ürünlerinin öğün olarak sayısının arttırılması ve alternatif ürünlerle birlikte sunulmasını tavsiye ediyoruz" diye konuştu.
