Yoksulluğun ve çaresizliğin ittiği kızlar

TAKİP ET

Yoksul ve çaresiz olarak hayata başlamış acınacak bir genç kız varsa ve yine o zamanlar o genç kız çağdaşlarının yaşadığı renkli bir akıma şiddetli moda olan bir akıma arzu duymaya başlamışsa, elbette

Yoksul ve çaresiz olarak hayata başlamış acınacak bir genç kız varsa ve yine o zamanlar o genç kız çağdaşlarının yaşadığı renkli bir akıma şiddetli moda olan bir akıma arzu duymaya başlamışsa, elbette o da o akranlarına yetişebilmek için herkesin girdiği fabrikalara girip çalışacaktı.

İnatla sürüp gelen bir yokluğa ve çaresiz beklemelere karşılık. Gözlem ve duyularının verdiği tepkilerle, bu durum elbette o kızın kalbinde de iki taraflı bir zıtlığa da yol açacaktı. Gerçekten çocukluğu ve gençliği fakirliği yokluk içinde geçmiş birisi içindeki özleme ve özentilere karşı da açık hale gelir. Sessiz bir ağın acının o kızın gönlünde yeşermesi gömülmüş olan arzu istek ve dileklerinin ortaya çıkması.

Daha sonra ekonomik özgürlüğünü elde ettiği zaman güçlü olmanın imkanlarını kendisinde bulduğu zaman ki o büyük patlama, yokluğun fakirliğin çaresizliğin ezikliğin öcünü alırcasına kendisini özentili bir şekilde süslemiş en son modellerle giyinmiş en son model teknolojilerle kendisini donatmış. Köyünden evinde mahallesinde dahi onu kimse tanımazken hor görülürken itilip kakılırken. Kendini bir birey olarak dahi ifade edemezken, yokmuş gibi, unutulmuş gibi, etkisiz bir elemanmış gibi iken, şimdi daha bakımlı kendine güvenli ve özgür üstelik kendisiyle de barışık bir hale gelen kız. Eski öğreticileri okul görmemiş yaşantıları, acıklı, kendileri bakımsız, eşyaları derme çatma, kadere değil kedere teslim bir hayat ihmalkarlıklar zinciri.

Ayrıca evlerindeki genç kızlarına karşı kayıtsız kalan aileler hep bu gevşeklik ve ilgisizlik yüzünden kızlar sevgisiz büyüyorlar, "Anne babalar sarılın çocuklarınıza öpün onları birkaç defa değil binlerce defa onu çok sevdiğinizi söyleyin ya da hissettirin bunu. O kız ki ileri ki yıllarda sadece evinize para getiren bir makinaya dönüşmesin onun da duyguları var incinebilir kırılabilir. Bunu siz aileler hissetmezseniz onun duyarlı sinirlerini yumuşatmazsanız ileri de o sinirler gerilir ucu bucağı belli olmayan yollarda uzar gider."

Maalesef kız ailesinin bencil karakterleri yüzünden bir takım haksızlıklara uğramıştır. Taki ekonomik özgürlüğü onun elinden tutan işi ona kendi bağrında açıp solan çiçekleri çocukça neşeleri, güzel renkleri kısacası ona istediklerini verene kadar. Sabırla çalışana daha sonrası içinde o zaman işte çalıştığı işyerlerini suçlamak içinde bir sebep kalmamıştır.

Her anne baba aileler nasıl ki kızlarının ahlaki kimliğine bir zarar verilmesini dokunulmasını istemiyorsa nasıl başkasının kızına da farklı gözle bakmaya cesaret edebilirdi. Hepimiz müslümanız ve kızlarımız bizim kutsal emanetlerimizdir. Onlar ki anadır bacıdır. Bazı hareketlerini aşırılıklarını da hoş görmek gerekir ılık bir havada esen yel gibi. Çünkü çok açık ve seçik görülüyor ki hayat onlardan çok şey alıyor çok şey istiyor ömürleri çalınıyor. Bu yüzden işte her zaman da işçi kızların yanındadır. Ahlakın biricik timsali olarak gösterilen kızlarımızın, tek gayesi de zayıf ve güçsüz nazik ve kırılgan bir yapıya sahip olan kızlarımızın yardımına koşmak bir nevi onların sözcüsü olmak bu nokta da kadının adı yok sözcüğünün üzerini çizmek kadının adı var olarak düzeltmek istemiştir.

Daha fazlası için: http://yazarimben1.blogspot.com.tr/