Şapkayı koyun önünüze

TAKİP ET

Referandumda oyumu "Hayır" olarak kullandım

Referandumda oyumu "Hayır" olarak kullandım.

Sandıktan "Evet" çıktı.

Türkiye GERİYE DÖNÜŞÜ OLMAYAN bir sürece girmiştir artık. Bu aşamadan sonra "BEN YANLIŞ YAPMIŞIM" deme imkanınız kalmamıştır.

Hükümetin daha hızlı hareket edebilmesi adına ülkenin uçuruma sürüklenmesi tehlikesini düşünmeden, kişiye güvene dayalı bir bilinmeze Evet dediniz.

Kiminiz babadan oğula geçen 37.Osmanlı Padişahını, kiminiz padişahı ölümsüz sanarak 118.Halifesini seçmek üzere, kiminiz de nasıl olduğunu izah edemediğiniz "ülkenin bekası" diyerek Evet oyu verdiniz.

CB'nın taraflı olmasını, aynı zamanda partisinin Gnl. Bşk. olmasını, tüm Valileri, Kaymakamları, Emniyet Müdürlerini ve tüm yöneticileri taraflı bir parti genel başkanının atamasını kabul ettiniz.

Türk insanının 36 etnik unsurdan biri gibi gösterilmesine, "Hepimiz Şivanperveriz" demelerine, Barzani'ye, Kürdistan bayraklarının asılmasına, danışmanların eyalet söylemlerine, doğuda ayrı batıda ayrı konuşmalara... aldırış etmediniz. Hiç önemsemediniz.

Verdiğiniz her Evet oyu vatan haini Şeyh Said'in, Mustafa Sabri'nin, Seyyit Rıza'nın ruhuna bir fatiha olarak gitti...

Avrupa'nın Hayır dediği algısına kandınız. Hollanda'ya efelenmeleri bir şey sandınız. Amerika'nın, Israil'in ne dediğini, Esad gibi bir tek adam sistemine geçme tehlikesini hiç düşünmediniz.

Dinimin kullanmasına din adamları dahi ses etmedi. Hatta camide siyaset yapan din adamları bile gördük. Devlet imkanlarının kullanılıp kul hakkı yenmesini alenen kabullendiler... Halk da bunları gördü ve yanlışa evet demekten çekinmedi. Eli titremedi. Allah'dan korkmadı. Bunlar benim sorunum değil, Allah ile, hakkını yedikleri kullar ve kendileri arasında...

Kiminiz geçmişe çizgi çekti... Geçmişte yapılan hakaretler, yola çıktıkları adamlarca tekrarlansa da, Rahmetli Başbuğ'u da öne sürerek, yapılan onca hakareti bile yalayıp yuttu...

Çok milyonların saçıldığını, Tv kanallarının hep bir ağızdan Evet sloganlarını, hazırlatılan duygusal reklamlarını, devlet imkanlarının seferber edilişini, hayır diyen kesime yapılan baskıları hep birlikte izlediniz...

Netice olarak aradaki fark az da olsa kazandınız... Şaibe filan da olsa kazanmış görünüyorsunuz...

Ülkenin kaderini siz belirlediniz...

* * *

Şimdi...

Bazen seçimi kazanmak, kaybetmekten zordur. Siz; anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen maddelerinin değiştirilmeyeceğine, federasyona, ülkenin eyaletlere bölünmesine, özerklik ilanı olmayacağına dair teminat verdiniz. Bu sözdür. Söz de namustur. Namus da önemlidir. Bu nedenle buna teşebbüs etmek dahi yakanıza yapışmamız için gerekçedir.

Geriye dönüşü olmayan yeni sistemi eleştirme, karşı çıkma, yakınma, ağlama hakkınız da yok artık...

Ben Hayır dedim. %99 Evet çıksa da ben Hayır diyeceğimi söyledim.

Değişiklikleri birlikte takip edeceğiz. Yanılmayı çok istesem de, her olumsuzluğu başınıza kakacağımdan, yüzünüze çarpacağımdan emin olabilirsiniz. Çünkü hayır demekle bu hakka sahibim....

Gönül isterdi ki; %90 ile, mümkün olduğunca toplumun her kesiminin mutabakatı ile değiştirilseydi...

Aradaki farkın az olması, yeni anayasanın, memnun olmayan oldukça yüksek oranda bir kesimi mutlu etmeyeceğini göstermektedir. Bu aşamadan sonra ülke her zaman bir kaos ve sıkıntıyla yaşayacaktır.

Bu, bir tarafın hezimeti değil. Bütün baskı, yıldırma ve propaganda üstünlüğü ve harcanan paralar ile devlet imkanlarının kullanılmasına rağmen farkın bu olmasını siyasiler bi düşünsünler...

"%50'den bir kişi fazla olsa bizim için yeterlidir" denecek bir oylama değildir bu...

Ülkenin bekasını düşünüyorsa siyasiler, şapkayı koysunlar önlerine sonuçlara baksınlar, aradaki farka baksınlar, bi daha düşünsünler.