Öldüğünün farkına varmak

TAKİP ET

Bir günde 18 şehit haberi alsaydık, gündem şehitlerimiz olurdu

Bir günde 18 şehit haberi alsaydık, gündem şehitlerimiz olurdu...
Dört günde 18 şehit olunca kimseden ses yok...

Mesela yakıta bir anda %40 zam yapsanız, ortalık karışırdı... MTV'yi %40 diye açıkladılar, atladılar orayı, bakın neler oldu, geriye çark ettiler...

Tabi bundan da siyasi pay çıkarmak lazımdı... Bakan açıklama yaptı;"bunu biz sıfır araçlar için getirmiştik" dedi... "Reiz duruma el koydu, yanlışı düzeltti..." görüntüsü vermek de fena olmazdı hani... Neticede Bakan halen görevde... Reizi hep beraber alkışlıyoruz; duruma el koydu diye... Neyse... Bu da ayrı bir konu...

Halbuki gün gün %1, kırk günde toplam %40 yapsalardı ses çıkmazdı...

Toplum bilimciler iyi bilir bunları...

Hani meşhur kurbağa hikayesi vardır;

Kurbağayı bir anda sıcak suyun içine atarsanız yanar ölür... Soğuk suyun içine atıp yavaş yavaş ısıtırsanız, daha yüksek sıcaklıkta, daha uzun süre yaşar da sonra ölür... Öldüğünün farkına da varmaz...

Bir milleti de yok etmek isterseniz, böyle adım adım, ve hissetirmeden yaparsınız...

Eğitimi ve kültürü ihmal edersiniz mesela... Aradan 15 yıl geçer de ülkenizin geleceğini yok ettiğinizin sonradan farkına varırsınız ...

Çocukları, aileleri, gençleri özentiye ve lüks tüketime alıştırırsınız mesela...
Türk aile yapısını bozacak, yok edecek diziler, filmler, programlar yaparsınız mesela...

Acele yok... Yavaş yavaş ısıtırsınız suyu...

Toplum yapısını düzenleyen yazılı olmayan kuralları, bizi biz yapan değerlerimizi önemsizleştirirsiniz mesela...

Siyasetçileriniz ekran önünde sürekli kavga edip milleti ayrıştırır, öteki-beriki der durur mesela...

Aradan 15 sene geçer de bi bakarsınız ki;

Komşuluk ilişkileri bitmiş, arkadaşlık, akrabalık ilişkileri bitmiş... Esnafın esnafla olan ilişkileri, iş adamının çalışanları ile olan ilişkileri, doktorun hastasıyla olan bağı, öğretmen ile öğrenci arasındaki bağ kopmuş... Aile bağları kopmuş, saygı bitmiş, sevgi kalmamış... Her şey kişisel çıkar hesaplarına dönmüş... Başkası için yaşayan yoktur artık....

Değerleri yok olan insanlar gergin, insanlar acımasız, insanlar suç makinesi... Çocuklarını öldürenler, 80 yaşındaki kadına, sabi erkek çocuklarına tecavüz edenler, dolandırıcılar, hırsızlar çoğalmış...

Sonra 20 sene öncesine öykünürsünüz...

"Eskiden çalıştığımız yerde memur arkadaşlarla kardeş gibiydik... Birlikte yer içerdik... Eskiler güzeldi, mutluyduk..." der durursunuz da aslında öldüğünüzün farkına bile varamazsınız...

Yanlış yaptığınızın farkına varsanız da artık bir önemi kalmaz...

Kendime bakıyorum... Ben eskiye göre daha merhametsizleşmişim... Duyarlılığım artmış ama daha çok sinirleniyorum... Kızgınım... Gerginim... Çocuklarımın geleceğinden endişeliyim... Sabrım çabuk tükeniyor artık... Yanlışları görünce kaldıramıyorum, yediremiyorum içime... Tepkisiz insanları görünce kafayı yiyorum.. İnsanlara sevgim azalmış benim...

ޞimdi evim, arabalarım var, zenginim ben... Duble yolların, hızlı trenlerin olmadığı zamanlarda, küçük bir sokakta top oynarken... Eskiden daha sevgi doluydum, daha mutluydum ben...

Hani uçuruma düşmeye bir çizgi vardır... O çizgiyi geçtikten sonra bir daha çizginin bu yanına geçemeyeceksiniz... Görüyorsunuz, biliyorsunuz... Bulunduğunuz çizgi işte o çizgi.... Öteki tarafa geçtikten sonra günde günde 298 şehit gelse de hissizleşirsiniz artık... ޞehidin gelmesi sizi etkilemez olur... Ayakta kalma, Türk milleti olarak varlığını sürdürme, yaşama çabasına düşersiniz...

Öldükten sonra TALKINI versen ne, vermesen ne... !

Ben duyarsızlaşmayacağım... Uçurumu göstermekten vaz geçmeyeceğim...

Çabamız budur kardeşim...

Türk milletinin Türk olarak, milli kültür ve değerleriyle, birlik ve beraberliğini mutlu ve huzurlu bir şekilde sürdürmesidir amacımız...

"Ülkümüz yükselmek, ileri gitmektir..."