Nazım Hikmet

TAKİP ET

Vatana hasret, yurda, bayrağa hasret! Ardında bıraktığı yaşanmışlığa, onu terk eden güvene hasret! Dört duvar arasında kaybettiği güneşe, acımasızca geçen yıllara hasret

Vatana hasret, yurda, bayrağa hasret!
Ardında bıraktığı yaşanmışlığa, onu terk eden güvene hasret!

Dört duvar arasında kaybettiği güneşe, acımasızca geçen yıllara hasret....

Acımaz mı bu yürek...
Paslı hançer saplanmış misali çevirdikçe acıyan, acıdıkça kanayan
Umudu bir gül gibi kopartılıp atılan, vatan kokusuna hasret!

Rüzgarlarda kavrulup savrulan, anasının bağrından kopartılmış daha süt bebesi gibi...
Evlat anaya, ana evlada hasret!

Başka diyarlarda uzaktan baktı memlekete...
Bayrağına, aslında kendi yüreğini sürgün etti acılara...
Denizde özgür martılara hasret!

Kurban olmaz mıydı bir avuç vatan toprağına..
Andıkça hatırladıkça kanar sancılanırdı o yürek.. Bitmeyen yangın?
İçinde sönmeyen köz köz
Hasret!