Karaman'da gezmek

TAKİP ET

Tabi bu tür gezilerin handikaplarını asla aklımıza getirmeyiz

Tabi bu tür gezilerin handikaplarını asla aklımıza getirmeyiz.

Kontrolsüz bir şekilde fora edilen giysiler ve kızgın güneşin sebep olduğu kızarmış vücutlar, bunaltıcı sıcak ve bazen gecelerimizin davetsiz misafiri uçan, yürüyen haşereler ve tatil beldelerinin olmazsa olmazı, tatilciyi yolunacak kaz olarak gören işletmeler.

Şimdi diyeceksiniz ki yahu sen tatile bu kadar olumsuz bakanlardan mısın, diye. Asla efendim. Akıllı ve ekonomik tatilin nasıl ve nerelerde yapılması gerektiği konusunda epeyce bir tecrübe sahibiyim. Sahil şeridine tatile gidenlere bir sözüm yok elbette. Fakat sahil şeridinin tatilcileri genelde Orta Anadolu insanı olduğundan ve güzel ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili olduğundan, sahil şeridinde yaşamakta olan insanlarımızın da tatile olan ihtiyacı hesaba katıldığında, alternatif tatil olanaklarını değerlendirmenin ülke için bir kazanım olacağına inananlardanım.

Sahil şeridinde yaşayan insanlarımız dedik ya, nüfusları epeyce kalabalık olan bir topluluğun, diğerleri gibi sahil tatili yapması, tereciye tere satmaktan farkı olmayan bir harekettir. Peki, bu konuda ne yapılmalı. İşte bu noktada yaşadığım yer Karaman, alternatif tatil olanaklarını limitine kadar sunabilen bir şehir.

Sebeplerine gelince;

Birinci sebep, oldukça ekonomik bir tatil yaşanabileceği bir gerçek. Şöyle ki, en basitinden Karaman Belediyesi’nin hemen hemen her köşe başına diktiği, kimi tarihi, kimi yeni yapı tatlı su çeşmeleri sahil şeridinde yarım litresine 1 lira verdiğiniz suya nazaran daha ucuz. Yani bedava. Beslenme konusu da hakeza aynı ucuzlukta. Bunlara ek olarak sahil şeridinde bir gece kalacağınız bir otele ödeyeceğiniz bedelle, Karaman’daki lüks otellerde üç ya da dört gün kalmanız olası bir durum. Kahvaltıları ve yemekleri de işin içine katılınca farklı bir şehri görmenin ve tanımanın dayanılmaz ucuzluğu.

İkinci sebep, doğa turizminin zirve noktasında oluşu. Pek fazla dağ oluşumu barındırmayan Orta Anadolu coğrafyasındaki sayılı dağ oluşumlarından birini barındıran Karaman, sınırları içerisindeki Karadağ ile doğa turizmi açısından oldukça cazip bir mekan. Karadağ denince akla ilk gelen yılkı atlarıdır ki, bu atlar Karadağ’ın gerçek sahipleri konumundalar. Serbest bir halde dolaşan ve sürüler halinde yaşayan atların gözlemlenmesi ve fotoğraflanması birçok görsel sanatçı için büyük bir merak konusu. Tabi Karadağ’ın sadece yılkı atları yok. Dünyada türüne ender rastlanan ve endemik olarak nadir bulunan bitki türleri de oldukça fazla. Dahası Karadağ denildiğinde tarih meraklıları için bulunmaz bir nimet olan Binbir Kilise de mutlaka görülmesi gereken tarihi eserlerin başında gelmekte. Karadağ’a ek olarak Taşkale Beldesi sınırları içinde kalan Manazan Mağaraları da görülmesi şart olan bir yer.

Sadece Karaman merkezi değil, köyleri ve kasabalarında da bölge insanının misafirperverliğiyle karşılaşmak oldukça normal bir durum. Bir kazanç derdi taşımadan, sadece Anadolu insanın misafirperverliğinden aldıkları güçle bölgeyi gezmeye gelenlere karşı, ömrünüzde tadamayacağınız lezzetleri de size sunma yarışı içerisine girdikleri tecrübeyle sabittir.

Türkiye’nin en yüksek barajı niteliğini taşıyan Ermenek Barajı da Karaman il sınırları içerisinde. Devasa bir gölü andıran baraja ulaşmak için çıktığınız yolculukta, Toros Dağları’nı geçerken, durakladığınız noktalardaki doğal güzellikler ve lezzetler de işin cabası.

İnanın tekrar gelmek isteyeceksiniz.