Eline silah alan pişman edilmelidir

TAKİP ET

Terör gün geçtikçe artmaktadır

Terör gün geçtikçe artmaktadır. Hemen her gün bir şehit haberi gelmektedir. Geçtiğimiz hafta Oğuzhan Küçük kardeşimizin şehadet haberi yürekleri henüz dağlarken Muhammet Ali Mevlüt Dündar kardeşimizin şehit düştüğü haberini aldık. Allah(C.C.) alnı öpülesi kardeşlerimize rahmeti ile muamele etsin, şehitlerimizin ailelerine, Milletimize ve Hemşerilerimize sabırlar versin. Önümüzdeki günlerde şehitlerimiz için bir hatim ve mevlid programı icra edeceğiz.

Eğer Şehit haberleri gelmeyecekse, Analar ağlamayacaksa, terör hadiseleri yaşanmayacaksa her hafta seçim yapalım, Referandum yapalım. Bilinmelidir ki herkes ağlar ama Analar başka ağlar.

Terör, teröristle değil, terörizmle mücadele ile terörün yurtiçi ve yurtdışı kaynaklarının kesilmesi ile bitirilir. Ülkemizde terörü bitirmek istiyorsak öncelikle ahlak ve maneviyat esaslı bir eğitim sistemine geçmeliyiz, çocuklarımızın beyinlerine masum bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir düsturunu yerleştirmeliyiz. Oğuzhan kardeşimizi, Muhammet Ali kardeşimizi şehit eden kurşunu verenlerle ilişkilerimizi hak ettiği seviyeye indirmeliyiz. Elbette ülkemize karşı, birliğimize, dirliğimize, dinimize karşı eline silah alan pişman edilmelidir ancak bataklık kurutulmadığı sürece sinek üretmeye devam edecektir.

Birçok çiftçimiz bu sene bankaların pençesinden kurtulmak için umutlu idi. Rekolte artışından dolayı kazanacağı fazla para ile bankalara olan borçlarından kurtulmanın hesabı içinde idi. Hükümet ithal tarım ürünlerinden vergiyi düşürerek çiftçinin umutlarını karartmış akıllara bu karar bankaları korumak için mi, zengini daha da zengin etmek için mi alındı sorularını getirmiştir. Yetkilileri uyarıyoruz böyle pansumanlarda enflasyon düşürülemez, çiftçiyi baltalayarak ülkeyi kalkındıramazsınız. Tarıma stratejik destek vermelisiniz göstermelik değil. Aldığınız bu karar tüccar Osman’a yarar, zengine fayda verir, durumu zaten kötü olan gariban çiftçiyi daha kötü duruma sokar köylerin boşalmasına, çiftçiliğin bitmesine sebep verir.

Gündemin bir diğer önemli hususu da Kıbrıs meselesidir. Küresel Emperyalizm, Siyonist emelleri doğrultusunda bir taraftan yurtiçinde çeşitli hadiselerle ülkemizi karıştırmak, yoksullaştırmak, istikrarsızlaştırmak isterken diğer taraftan sınırlarımıza şekil vererek ülkemizi sıkıştırmak istemektedir. Irak ve Suriye sınırlarımız maalesef Siyonizm’in uşaklarının eline geçmiştir. İran ile aramızda bir güvensizlik ortamı oluşturulmuş bir mezhep fitnesi çıkarılmak istenmektedir. Allah korusun Ülkemize yapılacak olası bir saldırıda tek çıkış noktamız Kıbrıs kaldı. ޞimdi Kıbrıs’ı masaya yatırdılar. Türkiye’nin adadan askerini çekmesini istiyorlar. Anlaşılıyor ki adına AB dedikleri Hristiyan kulübüne girebilmek için hükümetimiz de bu teklifleri değerlendiriyor. Biz Saadet Partisi olarak yine uyarıyoruz. Türk askerinin adadaki varlığı hem oradaki kardeşlerimizin hem de Türkiye’nin güvenliği için elzemdir, vazgeçilmezdir. Bu konu müzakere edilemez. Bilinmelidir ki Kıbrıs Akdeniz’in ortasında bir uçak gemisi gibidir. Stratejik bir konumu vardır. Adadan kalkan uçak rahatlıkla Ankara’ya da İsrail’e de ulaşabilir. Hükümetimizin adadan asker çekmesi Ülkemiz için bir nev’i intihardır. Bilakis Türkiye olarak adaya büyük bir hava üssü kurmamız gerekmektedir. Dikkat edildiği vakit bölgemizdeki gelişmelerin amacının Ülkemizi ablukaya almak olduğu görülecektir. ABD’nin en büyük uçak gemisinin Akdeniz’e demirlemiş olması vaktin daraldığının ve derhal önlem alınması gerektiğinin habercisidir.