Çikolata festivali

TAKİP ET

Mevlana'nın annesinin türbesinin bulunduğu Aktekke Camisi, Eski Belediye Binası, aynı yol hizasında Yunus Emre Camisi ve Türbesi

Mevlana’nın annesinin türbesinin bulunduğu Aktekke Camisi, Eski Belediye Binası, aynı yol hizasında Yunus Emre Camisi ve Türbesi. Şehir yolculuğu esnasında gurbetçi ile konuşurken her biri de tek tek görüş alanına girdi.

Güzel bir nisan sabahıydı. Sayısız servis araçları işçi taşıyordu. Şehre ilk girenlerin gözlerine de şehirde iş önlüklü bisküvi işçisi kızlar çarpardı. Her biri fabrikalarının rengine sarılmışlardı. Öyle uzun zamandır şehir onlara onlarda şehre alışmış ki kentsel bir şölen gibi büyüleyici lakin dışarıdan gören biri için şaşırtıcıydı. Demek ki kendisinin yokluğunda Karaman'da fabrikalar türemişti. Her bir evden de bisküvi işçisi kızlar.

Onun yokluğunda şehrin dışarıdan göç aldığını çevre il ve ilçelerden işçi geldiğini de söyledi. O kişi de sevinçle gözleri dolu dolu "Benim varlığımda da Karamanda fabrikalar yoktu. Şehir çarşısında da yangın çıkmıştı ben de o yıllarda yurt dışına göç etmiştim" dedi. O kişi övgü dolu sözlerle şehrin tanıtımı için kendi içinden geçen fikrini söylemekten de geri durmadı. "Büyük bir festival" dedi. Büyük bir şenlik, çikolata, bisküvi şenliği... Her yıl düzenlense. O "Bisküvinin Başkenti Karaman" adını daha çok duyurur. Karaman’ın sesi olur. Şehri ulusal basında daha güzel tanıtır. O sertçe Karaman üzerine vurulan yazılan sözler yerine.

Aslında Karamanımız büyüyor Karaman'da güzel şeyler de oluyor. Kültürel zenginliğimizi elimizde olan değerlerimizi paylaşır, insanları ortak bir noktada buluşturabilirsek. "Buluşmaların en lezzetlisi çikolata tadında çikolata festivali" Bisküvinin başkenti adına yakışan binlerce insanı bir araya getiren, hayata geçirilen Karaman’ın bisküvinin başkenti olduğuna da tanıklık edecek bir festival. Karaman’a bisküvinin başkenti diyoruz lakin bir festivalimiz bile yoktu. Çevre il ve ilçelerde erik, kayısı, fıstık, zeytin festivalleri yapılıyor lakin bizim bir elma, çikolata festivalimiz bile yoktu.

Her bir işçi kızın kucağında birer bisküvi poşeti tane tane dağıtsa. O erimiş akışkan çikolatayı ilk kez gören çocuklar isimlerinin baş harflerinden oluşan kalıplara dökse. Dondurucuya verse. Bir diğerleri Karaman’ı tanıtan figürlerden oluşmuş çikolata ve bisküvileri kurdelalı poşetlerde Karaman hatırası diye stantlarda satsa. Bu görkem ve şölen Karaman’ın yozlaşmış havasını üzerinden kaldırır. Çalışan kızları taşıyan servisler bu kez şehirden işçi yerine halkı taşısa alana getirse. İşçi kızlarımız her biri şirin, harika, renkli kıyafetleri sevimli yüzleriyle kuğulu parkın kuğuları gibi kıvrıla kıvrıla gelse. İşletme içi sorumluları müdürler yöneticileri işverenleri de bir köşede mutlu mutlu gülümsese. Çok sayıda Karamanlının misafirin önlerinde masalar yiyebilecekleri kadar her bir çeşitten Aktekke Meydanı Karaman bisküvisi ile şenlense, her yer bisküvi aroması koksa. Karaman bisküvinin varlığını, birliğini ve bütünlüğünü kanıtlayan bir sembole dönüşse. Önde gidenler işverenler onların ardı sıra gelen o kemerli kapı yazımız "Kapımız açıktır girene lokmamız helaldir yiyene" ve bisküvi fabrikalarının varlığını kanıtlayan işçi kızlarımız her biri çiçek kokulu giysileri içinde varlığı küçümsenmeyen mütevazi saygınlığını da kanıtlayan kızlarımız her biri İsmet Paşa Caddesinde yüksekçe yürüyorlardı.

İşyerlerinin önlükleri giymiş o köşe başlarında durup servis bekleyen kızlarımız. Her biri de birer sokak lambası gibi şehri aydınlatan kızlarımız. Rüzgarda sallanan her biri de resimlik tablo gibi. Üzerlerindeki önlüklerine da bakarak her birinin işyerlerini işledikleri ürünler ve fabrikalarının tabelaları da bir bir göründü. İzleyenler de o fabrikalar ve bin bir çeşit hakkında fikir sahibi oldu. İşledikleri ürünü çikolata mı bisküvi mi kek mi? kraker mi? şekerleme mi?

Herkes Karaman'ı okur da nasıl okur? Bazıları kısaca haberlerine göz atar. Bazıları rahatça oturdukları yerden, bazıları kahvehanelerde, sandalyeleri üzerinde sigaralarını içerken. Karaman hakkında bir şeyler duymuşsa onun hakkında yorumlar yapar diğeri de ahkam keser veya kahkahasını basar. Bunlar Karaman’ın birliğine ve dirliğine bir katkı sağlıyorlar mı? Nazikçe eğ başını ve tekrar kendine şu soruyu da sor. Başını çevir ve parmağınla bir diğer tarafı göster. Öyle ki o sırada da tam Karaman çıkışına gelmiş ve Karaman Organize Sanayisindeki bisküvi fabrikaları her biri birer kakao ağacı gibi onlar da önünden geçiyordu. İşte oradaydı o atıştırmalık çeşitler işte orada üretiliyor kokulu bisküviler şekerlemeler gofretler. Buradan dünyaya salınıyor. İşte fabrikaların her biri de aslında Karaman’ı tanıtan aydınlatan birer lamba direkleri gibi dikilmişti sağlı sollu. Bak şu benim işyerim benim çalıştığım fabrika. Aslında her biri benim ötekisi de yok.

Şehrin çıkışından da uzaklaşırken yönünü dönüp tekrar baktı Karaman’ı sırtında taşıyan o yüksek fabrikalara bir sonrası için acaba ne zaman gelip toprağına tekrar ayak basacaktı?

https://yazarimben1.blogspot.com.tr/