BİMER Güvenli mi?

TAKİP ET

2006 yılında yayınlanan 2006/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile hayatımıza giren ve kısa adı BİMER olan Başbakanlık İletişim Merkezi, kurulduğu yıllarda bizlere anlatılan faaliyetlerinden farklı olan

2006 yılında yayınlanan 2006/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile hayatımıza giren ve kısa adı BİMER olan Başbakanlık İletişim Merkezi, kurulduğu yıllarda bizlere anlatılan faaliyetlerinden farklı olan bir çalışma yürütüyor.

Çünkü BİMER'de hiçbir konu gizli kalmıyor. Kalmadığı gibi şikayete konu olan kişi ve kurumlara, şikayetçi kişin adı, soyadı, ev adresi gibi oldukça mahrem bilgiler de teslim ediliyor. Sonrasında ne mi oluyor; halkın deyimiyle ağrımadık başınıza çaput doluyorsunuz.

BİMER'e ait resmi internet sitesine girdiğinizde, BİMER Hakkında sekmesinde şunlar yazıyor;

"Devlet ile vatandaş arasındaki iletişim kanallarının tümü (elektronik, mektup, faks, telefon ve şahsen) açık tutularak, vatandaşların kendileri ve kamuyla ilgili, talep, şikayet, ihbar, görüş ve önerileri ile bilgi edinme haklarına ilişkin idari makamlara yapacakları müracaatlara cevapların hızlı ve etkin bir şekilde verilmesi, iş ve işlemlerin merkezden kamu nezdinde takip ve denetimi hedeflenmiştir."

Oysa kendi yazdıkları açıklamaya, yaptıkları uygulamalarla kendileri uymuyor.

İki yıl önce başıma gelen bir olayla BİMER'e olan güvenim sıfıra düştü.

ir kamu kurumu yeni binasının bahçe tanzimini yapmak için dört kamyon yaş sığır gübresini bahçesine döktüğünde, kurumun bulunduğu mahallede kokudan ve sineklerden dolayı yaşamak neredeyse imkansız hale gelmişti. Hele de mevsim yaz olunca varın kepazeliği siz düşünün.

Sorumlu bir vatandaş ve aynı zamanda gazeteci olarak bu durumla ilgili ilk önce kurum idaresine başvursam da aldığım cevap, yasalarla yönetilen bir ülkede kabile devleti anlayışına sahip olan idarecilerle karşılaştığımı fark ettirdi.

Devletine güvenen aklı başında her vatandaş gibi ben de çareyi BİMER'e müracaat etmekte buldum. Fakat bırakın sorunun çözülmesini, adeta bir anda kendimi o dört kamyon yaş sığır gübresinin altında buldum.

Şikayetçi olduğum kurumdan gelen müfettişler kapımı çaldılar. Müfettişlerle konuşmamızın özü şuydu; açık açık aba altından kaba gösteriyorlardı. Sonrasında kurum daha da acımasızlaşarak, on bir yıl önce emekli olmuş babamın emekli maaşını kesme yoluna gitti. Didik didik ettikleri emeklilik dosyasındaki küçük bir hata, babamın emekli maaşının kesilmesine sebep olacaktı. Sorunu halletik halletmesine, ama devletin kurumlarına olan inancımız da temelden sarsıldı.

Zira BİMER şikayetçi olduğum kurum idaresine benimle ilgili en ince bilgileri vermişti.

Oto-Kontrol Mekanizması mantığıyla kurulan kurumda işlerin nasıl yürüdüğü konusunda ciddi endişlererim vardı ki, bugün başka bir konuyla karşı karşıya kaldım.

Yaptığı bir haberden dolayı ölümle tehdit edilen gazeteci bir arkadaşım mahkemeye başvurmuştu. Tehditte bulunan uyanık, kendisine hakaret edildiğini söyleyerek şikayetçi olmuş. Tabi mahkeme de tehdit konusunu bir kenara bırakarak bu şikayeti değerlendirmeye almış. Akabinde yaptığı ise akıllara durgunluk verici; gazeteciyi ölümle tehdit eden şahsa, gazetecinin ev adresine varana kadar bütün bilgileri vermiş.

Siz siz olun kimseden şikayetçi olmayın. Neme lazım, aklınıza gelmeyenler başınıza geliverir.

Haydi selametle...