Adalet Sorunu

TAKİP ET

Adalet kimine göre bir bayan ismidir

Adalet kimine göre bir bayan ismidir... Ne zamanki bir işi oldu adalet dağıtıcıları ile, o vakit anlıyor adaletin isimden farklı bir anlamı olduğunu... Adaletle yüzleşen, bir şekilde hak arayan herkes benzeri bir olayı yaşıyor aslında hayatında...
* * *
Üç bayan hırsız, yeni evlenmiş bir ailenin evine giriyor. Düğünlerinde takılmış takıları, altınları ne varsa götürüyor. Yıllarca çalışsa yerine koyması zor... Ereğli'de suç üstü yakalanıyorlar. Bir ay kadar sonra hırsızların avukatı arıyor ve pazarlık teklif ediyor. Altınların yarı parasını verme karşılığında şikayetinden vazgeçmesini istiyorlar... Çocuk avukata-hakime soruyor, soruşturuyor... Aldığı cevap hep aynı; Kabul et... Yoksa bunu da alamazsın... Yarı parasına razı oluyor...
* * *
Motoru çalındı oğlumun Alanya'da... Polis başarılı bir çalışmayla aynı gün içinde hırsızı da motoru da buldular. Hırsız bir çocuk... Atıyorlar çocuğu içeri... Sonra bir telefon geliyor Alanya'daki abime; "Biz Mardin'liyiz... Asarız, keseriz... ޞikayetinizden vazgeçin..."
Dürüst insanın koruması yok ki... Kıçı kırık bir motor çocuğundan daha değerli değil ki... Hem devlet senin şikayetinden vazgeçmen karşılığı suçluyu serbest bırakıyorsa ne deyim ki! Anlaşıyor, vazgeçiyorsun şikayetinden...
* * *
Göz göre göre, duvarın beyaz olduğu kadar beyaz... Devlete yıllarca hizmet etmiş idarecilere "Araştırmacı" diye bir unvan verdiler ve hak yediler... Mahkemelere verdik, verilen karara itiraz ettik bir sonuç çıkmadı... Anayasa Mahkemesine kişisel başvuruda bulunduk... Adam yerine koyup cevap bile vermedi... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine git diyorlar... O da bize yakışmıyor... Ne olursa olsun devlet bizim devletimiz diyoruz. Oturup seyrediyoruz adaleti...
Okul müdürlerinden mahkemeyi kazandığı halde görevine iade edilmeyen müdürler var...
* * *
Dolandırıcılık olayları artıyor ve devletin alabildiği en iyi tedbir mesaj gönderip "bilgilerinizi başka kimseyle paylaşmayın, inanmayın..." oluyor...
* * *
Geçenlerde biri, mübarek gün otobüste genç bir kıza önce sarkıntılık ediyor... Karşılık bulamayınca da dindar kesilip "şort giydin" bahanesiyle dövme ye kalkıyor... Görüntüleri de ortada ama haberlere göre kız neredeyse suçlu çıkacak bu olayın sonunda...
* * *
Haberlerde görüyoruz... 78 kere yakalanmış kapkaçtan, 79 kere bırakılmış....
Yıllarca sürüyor bir boşanma davası... "Zamansız adalet adalet değildir" diyorsun. Ne yapacaksın ki elden bir şey gelmiyor...
Hırsız evine girerse ve sen hırsıza müdahale edersen suçlu oluyormuşun...
Yüz kişiyi öldüren PKK'lı, bir kişiyi öldürmüş gibi ceza alıyor da, kan davasında beş kişiyi öldüren biri beş defa ayrı ayrı ceza alıyor...
Kadının kolundaki bileziği çıkarıp gasp eden, birinin kolunu koparandan fazla ceza alabiliyor...
Güvercin çalan çocuklarla, pastaneden baklava çalan çocuklarla banka soyanlar aynı cezayı alabiliyor...
Haksızlıkla yatırılıp yıllar sonra "biz yanlış yapmışız" diye bırakılıverilenler, hatta idam edilip de sonra devlet nişanı verilenler...
Daha bir sürü var... Neresinden tutsan elinde kalıyor...
* * *
Her şeyleri birebir aynı olan aynı suçtan dolayı Ahmet'e verilen ceza ile Mehmet'e verilen ceza aynı olmuyor... Niye olmuyor? Onun hakimi ayrı da bununki ayrı... Yada onun Avukatı iyi avukat da ötekininki kötü avukat... Yani kişiye göre değişebilen bir adalet anlayışı... O vakit kişilerin, güçlülerin hukukunun üstünlüğü devreye giriyor... Adalet dağıtırken bile suistimallere yol açılıyor... O vakit adaletin adı; senin adamın, benim akrabam, bunun siyasi yakınına dönüyor adalet...
* * *
Sigara-uyuşturucu kullanma yaşının ilköğretime kadar indiğini, çocukların okul önlerinde bıçakla tehdit edildiğini, dövüldüğünü gören ama uyuşturucu batağına saplanan gençleri, çocukları yıllar sonra fark eden devlet, yıllar sonra bir önlem alır da adaleti tesis etmeye çalışır mı bilmem...
Yıllar sonra bir şekilde sorumluluğu hakimlere, savcılara, polislere yada birilerine yüklerler mi bilmem...
Siyasetçiler adaletin tesisi için işlerine geldiği gibi "Mahkemenin kararı, bizim tasarrufumuz değil..." deseler de Kılıçdaroğlu adalet için yürüyüş yapıyor... Yaptığını söylüyor... Kendince sebepleri var....
Muhalefet, iktidar gibi muhalefete karşı çıkıyor ve adalet yürüyüşünü fetöcülükle suçluyor... Nasıl bağdaştırıyor bilmiyorum...
Kılıçdaroğlu ne taraftan bakar onu da bilemiyorum ama bu ülkede bir "adalet" problemi var...
Var kardeşim...
Pek çok şey var herkesin konuşup da söyleyemediği... Ama dürüst insanlara sallanan sopa kendisine da sallanır mı diye korkuyor...
Halbuki adalet devlettir... İnsanlar adalete sığınır... Cübbesini kimsenin önünde iliklemeyen bağımsız Hakimlere-Savcılara güvenir, onların kanunlarına sığınır...
Adalet sorun olmaz ki, sorun çözer...!
Adaletten korkulmaz ki...